senin aradığın vahşet

Ama ben bir kadınım ve senin aradığın vahşet yok bende.

Benim için imkansız hayaller var, temiz çarşaflar, kirli çarşaflar, kanlı çarşaflar ve perdeler var, bulutlar gibi uçuşan ve dağılıp gökyüzüne karışan hayaller var.

Senin için avlanacak altın boynuzlu yaratıklar benim için ağzımla koparacağım çiçekler var.

Senin için zenci çocuklar var ve beyaz çocuklar, sen onlara iş bulacaksın reklamlarda, para kazanacak, yemek yiyecek onlar senin sayende,

Sense onlar sayesinde Küba’ya uçabileceksin.

O çocukların kardeşlerinin topraklarında zehir fışkırtan petrol fabrikalarından gelen yakıtlarla,

O çocuğun annesinin karnında ölmesini sağlayan petrollü havayla.

Senin için hukuk var, sen savunacaksın, haklıyı ve haksızı.

Sen belirleyeceksin kimin daha doğru olduğunu.

Sonra allah’tan bahsedeceksin karşıma geçip, iyiden ve kötüden ve cennetten ve cehennemden bahsedeceksin.

Gecenin elleri; karanlık, seni boğazlayacak uykunda, kinim büyük, ben tanryım rüyalarında!

Sen hukukla yaşatacaksın haklıyı ve haksızı.

Sonra geleceksin ve evrimden bahsedeceksin bana, maymundan geldik diyeceksin ya da balıktan. Ve üzerine hem haklıyı koyacaksın hapse, hem haksızı yaşatacaksın.

Ve bana diyeceksin ki, doğal döngü var.

Üzerine kısırlaştırmadan kürtajdan bahsedeceksin ve dönüp dolaşıp yine iyi olmaktan bahsedeceksin bana, hastayı da yaşatan sen, haksızı da, katili de yaşatan sen, bebekleri öldürceksin ve bana doğayı anlatacaksın.

Ben tanrıyım rüyalarında ve bahar asla yaklaşmayacak senin rüyalarına.

İçin çürüyecek...

Kalbin çürüyecek...

Daha ne kadar çürüyecekse...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder