yemek endini


İki filtre koyuyoruz dünyaylaramıza
Bir gözlükler
Bir perdeler.
Kahveleri saymazsak tabi.
Ağaçları kökünden yıkarcasına
Rüzgarlararalık kışında
Şıkırdayan resmen; yapraklar.
Hani hiç seller basmamış, daha önce hiç olmamış gibi mevsim.
Yorgana bürünmüş bebek et
En uykulu gülümsemelerini sunarken
Sessizliğine öğlesinden sonrasına pazarların
Kediler köpekli parkın taşlarını asfaltlıyor
Kötü birkaç hatıra tırmalıyor kıvrımlarını damarların
Da olsun
Kabuklar iyidir.
Birg ün uyandığında fark edeceksi n’olmadığını
Eksikliği öylesine sessiz kapanmış.

çömez gece


Çözümsüz bi rakşamdık sonuçta.
‘sızınca kapı’yı geçemiyorduk
Tekerlemelerce çarptık ağız burun
İnanmamamız gereken hikayeler var gibiydi.