yoğurt-balık


Kadın oturduğu masadan mutfağa biraz bozuk yoğurt ve dört günlük balık siparişi verdi.
İntiharın kolay yollarından başlamayı düşünuyordu. Ölmezse bağışıklığı güçlenebilirdi.
Ölürse zaten ne olacağını bilmiyordu.

Adam siparişi tam olarak anlamamıştı. Sodalı bir balık yapmaya kalkıştı ki bu kadına hafif gelecekti.

Kadının geleceği beklemeyi redddettiği noktada gelecek yemeği beklemesi saçmaydı.
Kalktı.

Mutfağa girdi ve bulaşıkçıyı iterek lavabonun deliklerine parmaklarını sokup, yeterince kesilene kadar döndürdü.

Artık iki tırnağı kullanılamayacak durumdaydı.
Bu iyiydi.

Tezgahtaki limonu aldı ve boş tırnaklarına sıkarak yürümeye başladı.

Küçük acılar hayatı büyütmüyordu.
Mutfaktan çıktı.

Küçük acılar sadece bağışıklık içindi.
Gelişmiş yöntemler denemeye karar verdi.

penguenlerle japonlar


-Burda, bir hayvan bahçesinde pengueni hortumla yıkıyorlardı.
 Muhtemelen bizim cilt hastalıklarımızı taşıyorlardı.

-O zaman bütün afrikalılar da senin için aynı.

-Evet. Japonlar da öyle, adamlar hep aynı şeyi yiyip içiyorlardı, bu yeni değişti.
 Ama yine de bütün penguenler bence aynı.
 Ve tek eşli.

-Ben yeterince tanımıyorum.

-Penguenler aynı
 değil.
 Çünkü algımız o kadar.

-Peki ya aslanlar?

-Onlar farklı. Kedileri daha çok tanıdığımız için.

-Penguenler aynı çünkü hepsine aynı buzdan yansıyor.
 Bu da çöl ve kutupların benzerliğini açıklıyor.

luna'ya


Rekabetten rağbet göbek adımız.

Sinsi planlar yapacak bir mizaca sahip olmadığımız gibi,
Sinsi işler peşinde koşacak kadar zeki değilizdir.
Bırakırız o dünya onlara  kalsın, biz dalgamıza bakarız,
Denizde zordur çünkü dalgalar, kürekler, dümenler,
Yeterince.

Biz ölü çiçekleri diriltmeye çalışır,
Ölü ağaçlara sarılırız.
Biz lunayla bir gün denk geleceğimize inanır,
Ona göre yaşarız.
Biz uzaya inanmasak da, ruhuna inanırız kendi aklımızca.

Bizim anne ve babalarımız ölüdür belki,
Belki vardır ancak yoktur,
Biz bunu da severiz,
Dizlerine yatmamış olabiliriz hiç, hiç saçımızı sevmemiş olabilirler.
Ama işte biz o sevgiyi esirgemeyiz birbirimizden.
Birbirimiz bir birimiz oluruz.

Şelalelerde yıkanırız mesela,
Yosunları yalar kayalardaki, suyunu içeriz,
Periler falan değildir olduğumuza inandığımız,
Zaten tanrının ve şeytanın yarısıyızdır,
Zaten dünyayı biz değiştiriyoruzdur, zaten biz dünyayızdır.
Zaten bunu biliyoruzdur.

Siz görmüyorsanız, o sizin hatanızdır.

Biz ipektenmişcesine soluyoruzdur hayatı.
Biz körken ve karanlıkta ve nefret içindeyken bile seviyoruzdur onu.
Biz kaosun ve dinginliğin birer yarısıyızdır.
Bizim için ölümden öte aşk var.dır.

Sizinle de bir gün kesin görüşürüz.. 

7


O gece 7 ay gördüm.
Hepsi birbirinden ölü,
Birbirinden parlaktı.

O ölü 7 yaprak
7 ölümsüz çiçeğin ayalarıydı;
Kör oldular çiğlerle.

O gece kocaman bir tek bulut
Gökle arasını kesti yüzün.

O gece kediler suya girdi
Köpekler tümden uludu kuşkuyu.

Öyle sesler geldi ki dışardan
Sanırsın çocukları demirlere vurdu
Sanırsın kalçalarından çiviledi kadınları
Erkekler elleri bağlı boğuldu.