dolaplar-melekler

Sonra herkesin kafası bi güzel oldu.

Sonra biz kalktık eve gittik.

İçimde birşeyler eriyordu.

-‘sen değil miydin?!’

Düşünürsem seni üşüycem, ben ondan korkuyorum.

Yine de kırmızı ilk günkü gibi nefretim!

Sesini duyarsam ölücem.

Yıldızları sayıyorum, üstüme düşüyorlar, karnım ağrıyor.

Sen kapıyı çarpıp çıkıyorsun.

Ağzımdan bir parça daha duman çıkıyor.

Karnım acıkmıyor.

Bu yıldızlar kimin?

İstanbul kim?

Güneş manzaralı bir balkondasın. Terinin buğusundan görünmüyorsun.

Korkuyorum.

Bursa’dayım. (yıllardır)

Orası uzak bir şehir. Bursa sanki yakın bir sokak. (yıllardır)

Katil kim?

Gelme!

Yokluğunda yaptığım mutluluğum parçalanır diye korkuyorum.

Ne uyuyorum ne uyanabiliyorum.

Kapı çalıyor, sen olabilirsin. Dolaba saklanıyorum.

Kanatlarım ve kuyruğum sığmıyor.

Beni öpmenden korkuyorum. Dudaklarım erir.

-Gelen sen değil miydin?

-kapı hiç çalmadı mı?

Peki o mor dudaklı kadın kim?

Katilim kim?

Ya da sadece.......................................................-pardon cennet ne tarafta?

İsa’yla görüşmem vardı da......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder