bekleme odası



Bir göğün farklı duran yıldızlarına bakarken
Dört gün ile gecede yuvarlandım
Yüzyılların ayrığı bir vadiye

Bir kurbağanın teriyle temizledim içimi
Ve bir sarmaşık kökünün kollarına bıraktım kendimi

Bekledim. 
Bir günler geçti
Bir de bulutlar.

Bir başka zamandan bakmayı,
Oldurulduğumdan sıyrılıp
Olmayı bekledim.

Bir umuda kapıldım. 
Bir an için
Hiç olmamışların yerine koyabileceğim bir şeyler yaşayabileceğimi sandım.

Çok, 
Çok uzun bir andı. 

Yine olmadı.
Tabi olmadı.
Ve anladım ki bu, galiba bir ömür kadar uzun bir andı.

Yağmurlar da hava artık kendine ağır geldiğinde duramaz 
Ve dökülüverirler ya aşağıya, 
Bir gün ben de daha fazla taşıyamadım kendimi.

Bir yağmur yağdı
Bir ben ağladım.

Koca gökle birbirimize baktık.

Dağların tepesinde bir vadide, bir köprünün dibiydi
Yatağımın bir yanından nehir akıyor
Bir yanından yol geçiyordu

Ben kaderden saklanıyordum.

Ruhumun yollarda kalmış parçaları bize yetişiyor
Yıllarda yırtılmış yerleri iyileşiyordu.

Birileri öldüğünde herşey anlam kazanıyordu da
Ölecek insanın kendi olduğunda,
Çok şey anlam yitiriyordu.

saL



Bir salınım;
Elde edebileceğin en önemli şey şu hayatta
Harekete geçtiğin anda.

Bir şeyin yakışıklığını düşüneceksin üzerine
Ve
Gölgenin seni ele geçirmesine izin vermeden
Dinleneceksin dibinde.

Bir de öğreneceksin
Hakedeni
Hak ettiği gibi kucaklamayı.