kasıklarım 2

Son olarak;

Adamın biri tüm zamanlardan bir anahtar yaptı.

Ve boktan manzaralı bir deniz kenarına astı.

İnsanlar önünden geçip gittiler.

Ve ben o anahtarları görüp,

Akreple yelkovanı denize attım.

Tiz sesler geldi denizin içinden.

Sular sarmaladı,

Yuttu zamanı.

Kimileri gitti,

Renkli tutkallarla saçlar yapıştırdı göğün kel yüzüne.

Ve hala yaza kaşınıyor kasıklarım.

kasıklarım 1

Yaz gelsin diye kaşınıyor kasıklarım.

Kızışma dönemi böyle olsa gerek.

Dünyanın en kalabalık şehirlerinden birinde yaşıyoruz biz.

Garip ama; yaşayabiliyoruz.

Güvercin kanatları çıkıyor kazınca asfaltın içinden.

Ruhumuzu çimentodan dudaklar yalıyor.

Kasıklarımda ve göğüs kafesimde bir yerler kaşınıyor.

pandromantik

Bu;

Cuma günüydü.

Panda’yla 5 çayı için beyaz koltuğa oturduk.

Ben pek çay içmek istemedim. Panda ise pek çay içen biri değil.

Beraber kakaolu kek yedik.

Ona, kakaonun kendisi için zararlı olduğunu, bu yüzden neden yediğini sordum.

Onu mutlu ettiğini söyledi.

Ve beni özlediğini.

Ama gidip gidip gelmelerimi artık anladığını.

Ben biraz koka yaprakları içtim. Panda pek koka içen biri değil.

Bende yoğun bir sevgi hissettiğini söyledi.

Ve bunun nedenini sordu,

Biraz sevgi hissettirdiklerini söyledim.

Ve bunu her an her zamanki gibi içten içe bir anda yok etmeyi planladığımı.

Beni anladı.

Beni bilirdi.

Ona biraz su verdim.

Suyu olmamasının kendisi için sorun olmadığını söyledi.

Evdeki kovalarda her zaman biraz su vardı, onları seven biriydi.

Bir sigara yaktım mavi çakmakla,

Gözlerini ateşten ve çakmaktan ayıramadı,

Tüm çakmakları ilerde yakabilmek için koltuğun altına sakladığını itiraf etti.

Evdeki siğmek kokularını sordum kendisine.

Düzüşecek gerçek aşkı hala bulamadığı için hala bakir olduğunu söyledi.

Ve dudaklarıma dokundu.

Dünyadaki “şu” anda başbaşa olmamıza taptığını söyledi

Ve “bu” anda tamamen ona ait olmama....

Ona şarkılar söyledim.

Uyudu.

Kime çektiyse;

Panda romantik biriydi.