Geçmemiş


Bir parkta yürüyorum, günlerden pazar
Cayır cayır yakan güneşin sıcak dudaklarına dokunuyor upuzun ağaçlar.
Hafif bir rüzgar esiyor arada
Tenimdeki geceden kalma alkolün kokusunu da alıyor yanına.
Ayaklarım neredeyse yere basmadan beni yürütüyor
Bütün diğer onlar bana gülümsüyor.

Bir an aklıma geliyor, duruyorum,
‘Kalbini aç’ demişti bir dostum bana
Hazır etraf böyle müsaitken ve ben böyle gülümserken
Bir ağacın dibinde sessizce bir açıp bakayım diyorum
Kalbime.
Ve açıyorum.

Paramparça kalbim ışık tozlarıyla kan revan içinde yere saçılıyor
Sanki önümde kara kızıl ışıklardan bir halı seriliyor
Sanki ayaklarıma o parıltılardan ateşler sıçrıyor
Kalakalıyorum, sanki gözlerim doluyor.
Alelacele topluyorum kalbimin kızıl parçalarını yerden
Bir gürültü gibi titreyen ellerimle
Görmesin tüm o diğer kimseler diye.
Kalbimin ışıkları ve gözyaşlarım birleşip parmaklarımı kesiyor
Ama biliyor musun, kesikler az öne gördüğüm kalbim kadar acıtmıyor.

Ve birileri bana ‘hala geçmedi mi?’ diye sorduğunda
‘bilmiyorum’dan başka verecek bir cevabım oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder