sırmak



Gözünü açtığında bulutların üzerinde, kayaların kıyısından ilerlemekteydi
Şaşırmadı
Artık emindi evinin çok yükseklerde bir yerlerde olduğuna.

Yanında, yamaç aşağısına doğru çayırlar  -ama ne deli yeşil çayırlar
İniyor
Ve bulutlar altında kayboluyordu.

Sonsuzluk işte buydu, burasıydı;
Sonunu göremeyeceği, bilemeyeceği kadarıydı.

Uykuyla uyanıklık arasında
Her yol kıvrımı ardında birkaç güneş daha doğdu ilerlerken
Ve yeşil canlılar garip bir salınışla atıyordu çiyleri
Üzerlerinden.

Ulaştığı yer
Bir ırmağın kıyısıydı;
Etrafına ufak bir orman sardığı
Koca bir şehrin göbeğinde akan

Suyunu
Gecelerin yoran rüyaları
Sabahların dingin ilk ışıkları
Ve yeri titreten gökgürültülerinin suladığı.

Yüzü kendine yansıdı
Bir görüş zamanıydı

Gövdesi yosun tutmuş,
Yaprakları ve meyveleri çürümeye yüz tutmuş
Bir limon ağacının gölgesinde

İki kendi gözgöze geldiğinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder