son

Köşeli şiirlerle gel bana.

Testislerinden taşan aşk

Ve hiç terk etmediğin hikayelerinle.

Damarlarımda kan yok adamım;

Bilirsin;

Ölmek için yaşarız hayatı.

Ruhlarımız sarı yüzlerle kaplı...

Ruhlarımız irinler içinde acı çeken birer organ...

Sevme beni,

Sevme beni....

Rüyaları ve başka kadınları sev..

Sözleri ve uzayı sev..

Ama sevme beni..

Bu geceler turuncuuuu..

Ve “o sessizlik” çok yakınımızda.

Fareler yürüyor duvarlarda.

Sabahları kan içinde insanlar;

Dudakları, kulakları paramparça,

Kukuları, dilleri kemrilmiş...

Lütfen sevme beni...

Çünkü çok yakında yanacak her şey.

Ve özgür kalmalı ruhlarımız.

Sonunda.

an

Ve bir an,

Hepimiz öleceğimizi bildik.

Bunu, böyle kabul ettik bundan sonra.

İşte o zaman renkler çıktı,

Renkler göründü.

Tadabileceğimizin sonsuzluğunu asla anlayamayacaktık.

orda

Bir gün görmüştüm; gözlerinde vardı ,

Hatırlıyorum.

Cümleler kurduk karşılıklı ,

Biz sananlardık.

Çünkü anlamadığımızın farkındaydık en başında.

Sana güzel uykular vermeyi düşünmüştüm.

İkimiz de biliyorduk anlatılanla anlaşılanın bir olmadığını.

Karanlık saçlarımızla kapadığın yüzlerimizden sıyrılan gülüşün vardı.

Ve gülen dudakların ..

Ve arada çizgileşen,

Gelip giden yüzün...

Gülünenler kelimelerden ibaretti

Ve dünyaydı güldüğümüz;

Kimse dokunmadı tenine hala.

Magma orda.

kelimeler

hisler düşüncelere dönüşürler
ve kelimeler olurlar.

bir hayvan gibi yaşarım hayatı;
bir hayvan gibi isterim seni
ve bir hayvan gibi de nefret ederim varlığından.

kelimeler benim köprüm değildir.
olamazlar da.
bütün köprüleri siksinler,
herkes kendi kıtasında kalsın.
ya da herkes kendi sallarını yapsın ve o güzel sularla aksın.
boşalabilsin.
gözlerini kapayıp başkasını hayal ederek
ya da kıçı güzel mi diye düşünmeden dokunabilsin kendine,
kendini sevebilsin
ki sevişebilsin.

ve ben annem dediğimde,
o güzel yeşil saçlı,
o sarı çilli, güzel topraktan bahsederim,
seni de beni de içine alacak olan.
ve benim annem, senin de annendir.
öyle severim seni.
herkesi.

kelimeler senin sesindir adamım.
kalbinle kafan arasında yoğrulur
ve içinden gelen havayla yükselir göğsünden.
dişlerinin her birine, dilinin her noktasına ,
dudaklarına çarpar ve dökülür ortalığa.
benim kulaklarım senin sesini alır;
içime alır.
ve ben onları severim kendimce,
sence.

kelimeler senin için köprüdür genç kız.
senin sözlerin,
her zaman babanı düşünerek boşaldığını
ve anneni öldürüp yerine geçmek istediğini

ağzından kaçırmana yarayacak birer iğnedir.

ve kelimeler senin ellerindir sevgilim.
boktan ve soğuk bir gecede,
leş gibi sarhoş,
ölmek
ya da sadece yaşadığına emin olmak için keserken kendini,
ve yalnızlığın

ki o buz gibi

ki o tatmin edemediğin,

otururken odada;

ellerine gelişindir.